27 Kasım 2014 Perşembe

KADINLAR!!! SAVURUN TEKMENİZİ


Kadın narindir, kadın erkeğin yanında daha kırılgan, korunmaya muhtaç ve çıtı-pıtı(bu da ne demekse) olmalıdır...Bize böyle öğretildi. Yanlış mıyım?

Valla ben kendimi bildim bileli epey kırılgan bir yapıya sahibim. Ancak bu kırılganlığım bedenimde değil de kalbimde. Alınganım, kolay üzülürüm, kolay kızarım ve kolay affederim...Boşu boşuna boynuma Drama Queen yazdırmadım. Ancaaak! söz konusu olan fiziksel güç olduğunda erkeklerden "eksik" kalmam gerektiğine kesinlikle inanmıyorum.

Birkaç haftadır boks yapıyorum. Şaşkınbakkal'da Apache Serkan'ın Fight Club salonuna gidiyorum. (google a yazın çıkıyor) 

Eskiden de denemiş, bayılmıştım ama devam edememiştim. Şimdi her hafta 2 saat kum torbası en yakın arkadaşım hatta sevgilim oluyor.

Fotoğraflarımı paylaştığım zaman bazen altında "erkek oldun", "abartma" gibi yorumları hatta daha da ahlaksızlarını okuyorum. Kısa saçlı diye, biraz erkeksi diye ve dövüşmeyi seviyor diye insanları etiketlemeye bayılıyoruz. Bunu da anlamış olduk:)
Zerre kadar umurumda değil. Hanımlar, siz de stress atmak, kendinizi güçlü hissetmek ve erkeklere oranla daha "kırılgan" olan kalbinizi çevreleyen bedeninizle barışmak istiyorsanız buyurun kum torbasına. Sıkı bir tekme atabilmenin verdiği hissi çok az şey veriyor inanın! (denedim onayladım) 




20 Kasım 2014 Perşembe

BİR HAYALİM DAHA GERÇEK OLDU!

Bugün çok mutluyum çünkü çocukluk hayallerimden biri daha gerçek oldu. Hey Girl dergisini okuyup "Yüz Güzeli" yarışmasına katılmayı (Hani Şebnem Dönmez'in keşfedildiği) hayal eden biri olarak profesyonel modeller gibi poz verdim. Daha ne olsun:)

Hakan Yüksel fotoğrafları çekti. Pınar Turan stylingde yardımcı oldu ve Emin Çetinkaya o harika makyajı yaptı...Üstelik hepsi dostum...
Hani diyorum ya bazen "Bu yol camiada hiç alışılmadık şekilde de yani sadece duygulara kulak vererek de yürünür" diye..Yanlış mıyım?


Salih abi( partnerim Salih Keçeci) hep "Ben dost biriktirdim" derdi. Çok haklıymış...Ben de öyle yapıyorum. Yakında çok enteresan kareler gelecek. Pek alışmadığınız bir Pelin göreceksiniz...Şimdiden uyarayım:) 


18 Kasım 2014 Salı

FISTIK EZMESİ İLE AŞK



Efendim bütün diyet uzmanlarının söylediği gibi kahvaltı en mühim öğün. Ben eskiden (daha kilolu iken) bu öğünü atlamayı marifet sayardım. kahve ve sigara(biliyorum ki rezalet ve ayıp artık bırakmam lazım!!!) ile geçiştirir ve aç gezersem daha çok kilo vereceğimi zannederdim.

büyük aptallık ediyormuşum. Bedenimiz adeta bir makine. Yakıtını koymazsak işlemez ki. Siz sabah düzgün bir şeyler yemeyerek tüm gün metabolizmanızı yavaşlatıp poponuzda biriken yağlara daha sıkı sarılıyorsunuz. O yüzden ne yapıyoruz: "sıkı bir kahvaltı"
Benim gibi günde minimum 2 saat spor yapanlar için en ideal kahvaltı besinlerinden biri fıstık ezmesi. (bir çorba kaşığını geçmiyoruz tabii) ancak piyasadakilerin içinde tuzdan yağa birçok katkı maddesi var. Oysa ihtiyacımız olan tuzsuz fıstığın ezmesi...Tam evdeki blenderı bozacakken Merve imdadıma yetişti.

Merve Seda Temel...Balıkesir Üniversitesi tarih bölümünü bitirmiş genç bir girişimci. Spor meraklısı ve mutfakla arası çok iyi. Ailede aşçı olduğu için bu yetenek sanırım genetik. Kendisi katkısız fıstık ezmeleri, proteinli kurabiyeler(içinde protein tozu olan çok lezzetli şeyler) yapıyor. Sosyal medya hesaplarından ulaşın, uygun fiyatlara size de yollasın. 5 çayında proteinli kurabiye yemek fena olmaz hani:) 


15 Kasım 2014 Cumartesi

KİLO VERME KONUSUNDA DESTEK LAZIM


Efendim konumuz yine kilo verme mücadelesi...Malum şu sıralar bu meseleye her zamankinden daha sıkı sarıldım çünkü sizlerden gelen soru ve yorumları gördükçe paylaşmam gerektiğini anlıyorum.

o yüzden elimden geldiğince tercih ettiğim ürünleri, spor programlarımı hatta kaçamaklarımı bile yazıyorum. 

etrafta birçok zayıflama hapı var. Reklamları hemen hemen her sitede mevcut. Açıkçası ben böyle ürünlere pek güvenmem. Daha doğrusu bir ürünle kilo verileceğine inanmam. Kısacası o hayalini kurduğumuz MUCİZE HAP henüz icat edilmedi:) Ancak bazı ürünler spor ve beslenme sürecinde destekçiniz olabilir. Bunlardan bazılarını deniyorum. Mesela Nova Teatox ve Juico.
Juico'yu daha önceki bir postta yazmıştım. 3 günlük bir detoks programı hani şu şişeleri çok renkli olan:) Ben denedim ve başarılı oldum. 3 günün sonunda 1,5 kg gibi bir kaybım oldu ancak bunun çoğunun su olduğunu biliyorum. Yani o rakam kilo kaybı anlamına gelmiyor. Fakat detoksun arada sırada yapılması gereken ve bednei tertemiz kılan bir süreç olduğuna şahit oldum. Juico'larla geçirdiğim sürenin sonunda bedenimdeki ödemi attım, tuvalet problemim( diyette hep karşılaşılır) halloldu ve kendimi daha zinde hissettim. Bunu bir nevi temizlik gibi düşünün. Arada sırada yapılması lazım ki beden kendini tazelesin...
Nova Teatox ise sabah ve akşam içtiğim bir çay. Tadı çok hoş değil gerçi bitkisel çaylardan hoşlanıyorsanız seversiniz ben ıhlamur bile pek içemem. Sabah içtiğim çay beni daha zinde kıldı. Akşam içtiğim ise yine tuvalet problemine çözüm oldu. Genel anlamda memnunum. Bedenim daha az ödem tutuyor ve kendimi daha aktif hissediyorum. Ancak dediğim gibi bunlar zayıflama yöntemleri değil sadece ihtiyaç anında size yardımcı olan ve bence işe yarayan destekler...
instagramdan, twitterdan soruyordunuz cevaplayayım dedim:) 
hepinize kilo verme mücadelenizde sabır ve başarı diliyorum. Ne de olsa bu yolda birlikte ilerliyoruz...




11 Kasım 2014 Salı

KOMİK AMA ÇOK FAYDALI BİR HAREKET


Bir şeyi itiraf edeyim: Spor videolarımın altına kalp kırıcı yorumlar geldiği zaman ilk önce kızmıştım hatta vazgeçmeyi bile düşündüm ancak nedense pes etmedim. Şimdi, iyi ki etmemişim diyorum.

Çünkü insanlar makyajla spor yapan, aynada kendine bakmaktan hareketi tamamlamayan ya da salona sadece "sosyalleşmek"(kibarca yazmak istedim!!!) amaçlı giden hanımefendilere alışmışlar. Karşılarında kan ter içinde hoplayıp zıplayan bir kadın görünce şaşırdılar. Şimdi yavaş yavaş "gerçek" kareleri ve "gerçek" sporu seviyorlar.
Bu videodaki hareket basit gözüküyor biliyorum ama kalça ve bacaklar için inanılmaz faydalı ve çok da zor. Bu arada "Bacakların kalınlaştı spor yapma" diyenlere de cevabım: ince ama sarkık olacağıma kalın ama sert olurum daha iyi.

Haydi spora!

10 Kasım 2014 Pazartesi

DETOKSTAYIM ŞEKERİM




Detoks...bu kelimeye birçoğumuz aşinayız değil mi? Peki gerçekten ne anlama geliyor? "Detokstayım şekerim" dediğimizde neyi kast ediyoruz aslında? Merak ediyor musunuz?

Juico ismini İnstagramda birilerinin paylaştığı güzel rengarenk şişelerin üzerinde okumuştum, firmaya aşinaydım.
Denemek ister misiniz? sorusuna o yüzden "evet" dedim ve ekledim "Ben 3 gün yapamam bana bir günlük program uygulayın" Kabul ettiler ve başladık. Sabah erkenden şişelerim geldi. Üzerinde sıraları yazılı 6 rengarenk şişe.

Sabah ilk karışımı içtim ve ardından spora gittim. Biliyorsunuz, spor antrenmanlarım da öyle "hafif" geçmiyor. Ancak baktım ki hiç yorulmuyorum aksine bir enerji ki sormayın.
Şu an bu postu yazarken 4. şişemdeyim. Daha iki şişem daha var. Yarın ara verip salı ve çarşamba programa devam edeceğim. Kendimi şimdiden çok daha hafif hissettiğimi söylemem lazım....Merak edenler Juico'nun sitesini mutlaka incelemeli benden söylemesi..


9 Kasım 2014 Pazar

NEDEN BU KADAR SPOR YAPIYORSUN?





Şu sıralar en çok duyduğum soru bu. Kimileri bir yarışmaya hazırlandığımı kimileri aksiyon filminde oynayacağımı söylüyor. Enteresan hayal güçleri var. Açıkçası cevap çok basit hayatımdaki birçok sorunun cevabı ile aynı: CANIM İSTİYOR DA ONDAN!

Yaşlandıkça insanın huyu değişirmiş derler. Sanırım biraz doğru. 30'ı devirdikten sonra hafif huysuzlaştığım, daha az sabırlı ve biraz daha sivri dilli olduğum doğrudur. Geçenlerde eski bir dostum "Bu spor seni sert yaptı" dedi. Ah ah keşke yapsa! Sertlik iyidir, özellikle kalça ve bacaklarda: )

Bu arada spor yaparak erkeksi olduğumu düşünenler ve beni bu yüzden eleştirenler var. Onlara da buradan selam olsun. Ben halimden memnunum, her insanın hayat tercihlerine saygı duymak lazım...(söylemekten dilimde tüy biten cümlelerden favorim)
kilo vermekle ilgili benden destek bekleyenlere de müjdem var. Kitap bitiyor. Birkaç aya kadar son cümleyi yazarım, ancak şimdiden uyarayım. Nasıl kilo verirsiniz? Tarzında bir kitap değil bu. O işin formülü belli spor ve beslenme. Tabii ki uzman eşliğinde. Ben başımdan geçenleri, pes ettiğim anları, insanların hayatımı zorlaştırmak için sarfettikleri çabayı yazdım. Trajikomik bir hikaye. Epey eğleneceğiz, az kaldı az!

6 Kasım 2014 Perşembe

KİTAP YAZMAYA NİYET ETTİM





Bazen düşünüyorum da kendimi bildim bileli en çok özendiğim insanlar yazarlardı. Lisede Erdal Öz'e platonik bir aşk duyuyordum. Yazılarımı adama zorla okutmuş  her imza gününe gitmiş hatta o ve kitaplarıyla ilgili dönem ödevleri yapmıştım. Zamanla bu hayalimden uzaklaştım. Zira anlatacak bir hikayem olmadığını düşünüyordum
DerKen 3 yıl önce yazmaya başladım. Neyi? derseniz kilo verme hikayemden yola çıkarak hayatımı. Bir insanın hayatını anlatması için illâ çok hareketli bir yaşamın son demlerinde olması mı gerekiyor inanın bilmiyorum. Şu an 35 yaşındayım ve bu güne kadar olan biten ne varsa yazıyorum. Komik bir şey ortaya çıkmaya başladı. Birçok kişi "Bu kadar açık etmeseydin", "Yok canım abartıyorsun" diyecek biliyorum...
Ne zaman çıkar? inanın bir fikrim yok. Şimdilik kendime her gün 10 sayfa yazma zorunluluğu koydum. Bölük pörçük olsa da devam ediyorum. 100 sayfaya ulaşsın ondan sonra belirlediğim kurbanlara okutup fikirlerini alacağım. Öyle kalın bir kitap beklemeyin benden, sabırsız insanım. Bir an önce sizlere ulaşsın birlikte eğlenelim istiyorum.

Bu arada kitap yazarken karizmatik falan gözükmüyormuş insan. Fotoğraftan da anlayacağınız üzere pembe ponponlu terliklerimleyim. İlham kaynağım onlar, şimdilik!

5 Kasım 2014 Çarşamba

YENİ SEVGİLİM...

Evet başlık güzel ve heyecan verici
biliyorum ama ne yazık'ki şu an öyle biri
yok ama Kumtorbası yokluğunu aratmıyor!
Şaka bir yana Dövüş işine feci merak sardım.
Serkan Yavuz ile çalışıyorum.







Fight Club adında bir Salonu var.ANADOLU YAKASINDA ...
Gelin birlikte ....
'' DÖVELİM'' :)))

2 Kasım 2014 Pazar

BAŞARMAK İÇİN BİRAZ "SAĞIR" OLUN





    Kilo verme meselesinde şöyle bir gerçek var. İnsanlar önce desteklerini esirgemezler sonra ise derhal "köstek" durumuna geçerler. Sizinle spora yazılan arkadaşınız, "kızım artık yeme" diyen aileniz hatta selülitlerinizi dalga konusu haline getirmiş erkek arkadaşınız(kocanız vs) dâhi belli bir noktada olması gerekenden "fazla" konuşmaya başlar. Ne yapacaksınız: Kulakları tıkayacaksınız.

Ben hâlâ hemen hemen her gün yaşıyorum bunu. Sosyal medyadan "Bileklerin çok kalın", "spor yapıyorsun ama o kollar gitmez" ya da "spor spor nereye kadar yahu" şeklinde bence manasız ama yapanlara göre sanırım dünyanın en önemli(!) tespitiyle karşılaşıyorum.

Dürüst biriyimdir. Elimden geldiğince yalan söylememeye çalışırım ama dürüstlük ve samimiyet adı altında patavatsızca konuşmak bana göre değil. Kendi dertlerimi, sorunlarımı ve eksikliklerimi başkaları hakkında yorumlar yaparak gidermem. Gideremeyeceğimi bilecek kadar zekaya sahibim çok şükür.


Siz de lütfen mücadelenizde sadece kendinize sarılın. Geçenlerde bir TV programına katıldım. Orada da sordular "Nasıl başardın?" diye...Cevap basit: Kendime inandım.

Bu arada kilo verme hikayelerinizi paylaşıyorsunuz benimle. Bayılıyorum hepsine. Hele spor yaparken çektiğiniz fotolara aşığım!!!

 Yazmaya devam edin, mail atın. Hepsi bu blogda yayınlanacak yakında...Canım destekçim Pelinisstt 'e de ulaşabilirsiniz ( Twitterdan)